Son 2 ayda iş yorgunluğundan kitap okuma düzenim biraz bozuldu. Çok fazla yeni kitaba başlamak istedim, halihazırda okuduklarım biraz bölündü.

Kitaplar

Get Together

Topluluk oluşturma üzerine güzel öneriler ve stratejiler içeren bir kitap. Kitabın yazarları Amerika'da şirketler için topluluk kuran bir ajansta çalışıyorlar –evet böyle ajans varmış–. İlk fikir aşamasından topluluğu büyütmeye, yaymaya ve otonom hale getirme konusunda güzel tavsiyeler var. Bu tavsiyeleri NSIstanbul'un kuruluşundan bu yana deneye yanıla bir şekilde, farkında olmadan yaptığımı gördüm bu kitabı okurken. Topluluk kurmayı düşünenlere tavsiye ediyorum. (A++)

The Man in the High Castle -  Philip K. Dick

Philip K. Dick'in sinemaya ya da televizyona uyarlanmayan hikayesi kaldı mı acaba? Amazon Prime Video müptelası olarak diziye bir türlü başlayamamıştım. Kütüphanemde kitap da bir süredir duruyordu. Diziyle beraber kitaba da başladım. İkinci Dünya Savaşını Amerika'nın kaybettiği bir dünyayı anlatıyor. 1962'de yazılmış. Amerika'nın batı sahil kısmını Japon imparatorluğu, doğu kısmını ise Nazi imparatorluğu kontrol ediyor. Ortada da tarafsız bir bölge var. Bütün dünyayı bir grup insanın hikayesi üzerinden anlatıyor. Fakat anlatım gereksiz uzun ve tempo sorunları var. Zor bitirdim açıkçası. Dizi kitaptan çok daha güzel. (C)

Filmler

Parazit

2019 yılının en iyi iki filminden biri. Diğeri The Joker. Yoksul bir ailenin, zengin bir aileye türlü yalan ve sahtekârlıkla yamanmasını anlatırken aslında toplum ve devlet yönetimini tasvir ediyor. Kölelik ve belli bir pozisyona gelince kendi gibi olanları hor görme konularını da harika işlemiş. Her açıdan mükemmel bir film. (A++)

The Joker

2019 yılının en iyi filmi. Sinemada 2 defa seyrettim. Kötü bir karakterin yaratılış hikayesini muhteşem işlemesinin yanı sıra, son yıllarda batılı ülkelerdeki liberallerin zorla kabul ettirmeye çalıştığı dünya düzeninin etkilerini net bir dille anlatıyor. Belki de bu yüzden kendini liberal olarak tanımlayan film eleştirmenleri filmi hep aynı konudan eleştiriyor: "Film bir şey anlatmıyor, konusu zayıf". Tam aksini düşünüyorum. (A++++)

Bombshell

Hayatımda seyrettiğim en kötü filmlerden biri. Her şeye duyar kasan Amerikalı filmi. Türkçe adı Skandal, filmin kendisi gibi. 15 dakikalık Vox videosu olması gereken konuyu 2 saatlik film yapmaya çalışmışlar, berbat olmuş. (D-)

Dizi

The Witcher

Netflix'in el attığı her işi berbat etmesi yüzünden çok önyargılıydım bu diziye. Oyunlarını çok seven birisi olarak, keşke Netflix dışında başka bir platform alsaydı haklarını diye hayıflandım. Tüm önyargılarımı kıran, mükemmel bir dizi olmuş. Karakter gelişimi, aksiyon, worldbuilding, diyalog, mizah… hepsi müthiş bir denge ile ilerliyor. Diziyi seyrederken her bölümde müthiş keyif aldım. Geralt, Yennefer ve Dandelion —Jaskier— karakterleri çok güzel oynanmış. Triss Merigold ısınamadığım tek karakter oldu. Oyunlarda turuncu saçlı, bembeyaz tenli olan Triss, dizide orta yaşlı siyahi abla olarak yansıtılmış, alışamadım.

Muhtemelen ikinci kez seyredeceğim. Tek eleştrim efektler olabilir, Netflix kesenin ağzını tamamen açmamış belli ki.

Çok iyi yapılmış bir oyun serisinin üzerine, beğenilecek bir dizi yapmak çok çok zordu. Tebrik etmek gerek Netflix'i. (A++)

Man in the High Castle

Yukarıda bahsettiğim kitaptaki iyi fikirleri ve karakterleri alıp, yepyeni bir senaryoyla dizi haline getirmiş Amazon Prime Video. Kitaptaki tempo ve akış sorunlarının olmadığı, ve ilerleyen sezonlar için altyapı oluşturan bir ilk sezon seyrettim. Detaylara verilen özen muhteşem. Özellikle grafik tasarım departmanı müthiş iş çıkarmış. Her sahnede Nazi Amerika'sını inandırıcı kılan dokunuşlar var. 4. sezonu ile geçtiğimiz aylarda final yapmış, devam edeceğim. (A++)

Amazon Prime Video favori dizi platformum oldu. Platformdaki diziler hakkında bir rehber hazırlayabilirim önümüzdeki aylarda.

Albüm

Mastodon - Crack the Skye

Mastodon'u hiç dinlememişim bu güne kadar, muhteşem bir grupmuş. Çok eskiden brutal vokalli bir şarkılarına denk gelip ön yargılı yaklaşmıştım. Bu aralar Crack the Skye'dan başka bir şey dinleyemiyorum. Farklı tarzlarda müzik yapmaktan çekinmeyen, taş gibi bir Progresif Metal grubu. (A+)

Foals - Everything Not Saved Will Be Lost Part 2

İlk Kısmı 2019'un başında çıkan Foals'un Everything Not Saved Will Be Lost albümü Foals'un diğer albümlerdeki tarzının dışına çıkmayan, güzel bir albümdü. İkinci Kısım da geçtiğimiz aylarda yayınlandı. Albüm hareketli, dans etmelik şarkılarla dolu, ancak albümün baş tacı slow Into The Surf şarkısı. Yine güzel bir albüm olmuş. Favorilerim The Runner, Into the Surf ve Wash Off.  (B+)

Portico Quartet -  Memory Streams

Kod yazarken güzel arkaplan müziği oluyor bu grubun. İlk şarkıdaki davul partisyonları sayesinde albüme bağlandım. Jazz, saykodelik şeyler sevenlere tavsiye ederim. (B)

Opeth - Ghost Reveries

Opeth'i lisede çok dinlemiştim ancak bu durum tamamen "metalci olucam ben" gazıyla gerçekleşiyordu. Zaten daha sonrasında Damnation albümü ve yeni progresif rock türü son 3-4 albüm dışında Opeth dinlemiyordum. Bir kez daha dinleyeyim diye eski albümlerini dinlemeye başladım.

Bu albüm bir şaheser, Opeth'in en iyi metal albümü diyebilirim. Bu yazıyı çok doldurmamak amacıyla sadece bu albümü seçtim. Albümde boş bir tane şarkı yok ve brutal vokalli kısımlar hiç rahatsız etmiyor artık. (A+++)