En son ne zaman herkese açık bir ortamda, sesten izole bir şekilde, kulaklık takmadan odaklı bir şekilde saatlerce çalışabildiniz? Böyle bir ortamı bulmak gün geçtikçe zorlaşıyor. Dikkatini toplayıp odaklı çalışabilen insanların, üretkenlikte diğerlerine fark attığı bir gerçek. Peki bu dikkati nasıl toplayacağız? Cevap bildiğimiz fakat unutmakta olduğumuz bir ortam olabilir: Kütüphaneler.

Kütüphane bahsi geçtiğinde insanlar benzer fikirlere sahip:

"Artık dijital çağdayız, kütüphanelere gerek yok."

"Zaten kimse okumuyor ki."

"Ülkede başka dert kalmamış, kütüphane mi oldu derdimiz?"

Gerçekte ise kütüphanelere çok ihtiyaç var, insanlar okuyor ve kütüphanelerin mevcut durumunu iyileştirmemiz gerekiyor.

Biraz bu konuları açayım.


Türkiye'de Kütüphaneler

Rakamlara bakalım. TÜİK 2018 verilerine göre, Türkiye'de;

  • 1 Milli Kütüphane
  • 1,162 Halk Kütüphanesi
  • 598 Üniversite Kütüphanesi
  • 29,690 Örgün ve Yaygın Eğitim Kütüphanesi

bulunuyor[1]. Sadece halk kütüphanelerinden faydalanan kişi sayısı ise 28 milyon 242 bin 986. Tabi bu rakamlar, özellikle eğitim kütüphanelerinin sayısı biraz abartı. Zira TÜİK bu rakamları kurumlara sorarak, onların beyanı ile topluyor. Yani IKEA'dan 50 liraya alınmış bir rafa konulan 5 kitap da kütüphaneden sayılıyor.

Önceki yılların verisi, kütüphane sayısının her yıl az da olsa sayıca arttığını gösteriyor. Yine de rakam çok az. 2018 verilerine göre Türkiye'deki okul sayısı 65 bin 564. Yani 35 bin 874 okulda kütüphane yok. Araştırırken halk kütüphanelerinin bir kısmının bütçe yetersizliği veya personel eksikliğinden dolayı kapalı olduğunu öğrendim.

Özetle Türkiye'de kütüphaneler nicelik olarak yetersiz. Peki ya nitelik? Bir arama motorunda, bağlı olduğunuz belediyenin halk kütüphanelerini aratıp fotoğraflarına bakın, anlayacaksınız. Çoğu apartman dairesi içinde 2 tane masa, 4 tane kitaplıktan oluşuyor.

Belli ki yönetim kadrosu da kütüphanelerin devrinin sona yaklaştığını düşünüyor. Bu bize has bir durum değil. Benzeri Amerika'da da yaşanıyor. Özellikle kırsal bölgelerde kütüphane bütçeleri kısılmış, yenileri yapılmamış ve bazıları kapatılmış. Bu bölgelerdeki halk itiraz etmiş.[2]

Şehirlerde ise müthiş bir talep var. New York, Seattle, Chicago gibi büyük şehirlerdeki kütüphane çalışanları, son yıllarda ziyaretçi sayısının ciddi arttığını ve talebi karşılayamadıklarını belirtmiş. İstatistikler de kütüphanede kalınan ortalama sürenin, paylaşımda olan kitap sayısının ve kütüphanede yapılan etkinliklere katılım oranının büyük şehirlerde arttığını gösteriyor.

Türkiye'de kütüphanelerden faydalanan yaklaşık 20 küsür milyon insanı da göz ardı edemeyiz. Bu sebeple yönetenlerin bu konuya ehemmiyet göstermesi gerekiyor. Ehemmiyet demişken;


Neden Kütüphaneler Önemli?

Beni tanıyanlar bilir, herhangi bir konuyu öğrenmek için ilk olarak kitaplara başvururum. Yaptığım sunumların sonunda da, anlattığım konuda daha fazla bilgi sahibi olmak isteyenlere kitap tavsiyelerim olur. Bunun sebebi, çocukluğumun bir döneminde iyi bir kütüphaneye erişimim olması.

Ortaokul zamanında bir yıldan kısa bir süre Amerika'da devlet okulunda okuma imkanım oldu. Okula başladığım ilk haftada, bir günün yarısını okul kütüphanesindeki kitapları keşfetmemiz için ayırmışlardı. Okulda büyük bir kütüphane vardı ve ödevler araştırma odaklı olduğundan sık sık kütüphaneye gitmem gerekiyordu. Okuldaki yetmediğinde bölgemizde bulunan halk kütüphanesine gidiyordum. Bana merak etme, ödünç alma, emanete iyi bakma, gününde iade etme sorumluluklarını aşıladı.

Emma S. Clark: Amerika'da her hafta gittiğim halk kütüphanesi
Emma S. Clark kütüphanesi çocuk bölümü (arkadaki rafların hepsi çocuk kitabı)

Burada masalarda çalışan, araştıran insanlara ek olarak, örgü ören yaşlılar, çizim yapan sanatçılar, müzik besteleyenler, gazete okuyup kahve içen insanlar olurdu. Sadece kitap değil, oyun, film, müzik cd'si gibi şeyleri de ödünç alabiliyordunuz. İş/okul sonrası farklı kulüpler, çocuklar için programlar, topluluk buluşmalarına ev sahipliği yapıyordu.

Yurt dışında kütüphaneler sosyal bir gelişim merkezi görevi görüyor. Devletlerin halka sunduğu sosyal bir hizmet, tıpkı sağlık gibi. Karşılığında devletin herhangi bir beklenti içinde olmadığı, sadece hizmet için var olan yerler. Yaşlı, dul, bekarların sosyal etkileşim alanları. Çocuklara merak etme, ödünç alma, emanete iyi bakma, gününde iade etme sorumluluklarını aşılayan bir olgu.

Türkiye'deki kütüphane kültürünün oluşmamasının etkilerini bugün toplumda görüyoruz. Ortak çalışma alanı olan co-working ofislerde insanlar sessizliğe kıymet vermekten aciz. Yüksek sesle telefon konuşması yapanlar var.

Türkiye'de yerleşik bir kütüphane kültürü olmadığından, hemen hemen herkes kütüphaneleri "kitap ödünç aldığın" ya da "kitap okuduğun" binalar olarak biliyor. Sadece bu amaçla bile olsa faydalı. Bugün bir çok insanın, ihtiyaç duyduğu kitapların hepsini kitapçılardan satın almak istemesi ciddi bir maliyet. Kitaba erişimi olmayan/olamayan insanlar için kütüphaneler büyük bir nimet.

Bugün herhangi bir işe odaklanmak istediğimizde çoğumuz kafelere gidiyoruz. Buralar gürültülü, pahalı ve uzun süre oturmanızı istemeyen yerler. Odaklı çalışmak mümkün değil. Çoğumuz evinde yalnız yaşayan insanlar değiliz. Olsak bile evde de dikkatiniz dağılıyor.

Twitter'da bu konuyla ilgili yazdığımda "Kütüphanelerde millet KPSS'ye çalışıyor, bize yer kalmıyor" şeklinde bir yorum gelmişti. Bunun sebebi yukarıda da bahsettiğim kütüphanelerin yetersiz olması. Sayıca zaten azlar, bir de çoğu 10 kişiden fazla alamıyor. Hep milli kütüphaneyi söylüyorlar fakat orada yer bulabilmek için sabah 7'de kapı önünde sıraya girmeniz gerekiyor.

Daha fazla kütüphane yapmalı, bunların idaresi için iyi bir sistem oluşturmalıyız. Evlerde ve okullarda çocukları kütüphaneleri kullanmaya, kitapları keşfetmeye yönlendirmeli, bir şeyi öğrenmek istediklerinde onlara koşulsuz kucak açan bir kurumun varlığını öğretmeliyiz.

Ben bu yazıyı yazarken Ankara'da Millet Kütüphanesinin açılışı yapıldı. Yurtdışındaki büyük millet kütüphaneleri ile yaraşır, hatta çoğundan daha iyi bir kütüphane. İçerik olarak da bir hayli zengin. İstanbul'da da böyle büyük kütüphanelere ihtiyaç var.

Mevcut ekonomik koşullarda devletin kütüphaneler için büyük harcamalar yapması zor olabilir. Fakat devletin bütçe yaratmak istediğinde bunu başabildiğini de biliyoruz. Sadece yasalar vasıtasıyla bile özel sektörü kütüphane açmaya ve işletmeye teşvik edebilir. Devlet işlerinden hiç anlamam, bunun nasıl yapılacağı yetkililerin bileceği iş.

Dijital dünya çok hızlı büyüdü ve hayatımızın büyük bir parçası oldu. Tüketmesi ömürler sürecek bir içerik denizinin içinde yüzüyoruz. İçerik üretmek, kitap yayınlamaya göre aşırı kolay. İnternette nitelikli bilgi kaynaklarını tespit etmeye harcadığımız eforun farkında değiliz. Çoğu zaman kolaya kaçıyor, okuduğumuz her yazıyı doğru kabul ediyoruz.

Dijital dünyanın getirdiği dikkat dağınıklığı ve monoton hayat tarzından uzaklaşmak, kafayı toplamak ve derin düşünebilmek gerekiyor. Entellektüel bir birey olma yolunda kitap okumanın ve araştırmanın tek yol olduğunu düşünüyor ve bunu yapmanın en ucuz, en erişilebilir, en kolay yolunun da kütüphaneler olduğunu düşünüyorum.

Yeni neslin dikkat sürelerinin azaldığı bu çağda, çocuklara küçük yaştan okuma sevgisi ve merak duygularını aşılamak çok önemli. Bunun için önce aile, sonra da öğretmenlere büyük görev düşüyor.

Ebeveynler; çocuğunuz, cevabını bilmediğiniz bir soru sorduğunda geçiştirmek ya da Google'dan aramak yerine kitaplara başvurun. Cevabı evde bulamıyorsanız beraber kütüphaneye gidin. Gitmişken çocuğunuzun keşfetmesini, istediği kitapları ödünç almasına izin verin. Ve bunu rutin haline getirin.

Öğretmenler; siz de okulunuzda kütüphane açılması için çalışmalar yapın. Küçük çocukları her dönem kütüphane gezilerine götürün. Muhtemelen yapıyorsunuz, bilmediğimden yazmak istedim.

Dipnot: Ben bu yazıyı Ocak 2020 gibi yazdım, şimdi yayınlarken Koronavirüs salgını başladı. Salgın varken kütüphaneye gidilmez ancak etrafınızdaki kütüphanelerin yerini tespit edip inşallah en kısa zamanda bu salgın bittiğinde ziyaret etmeyi unutmayın.

Son olarak dünyadan kütüphane fotoğrafları ile bitireyim (mobilde yatay konumda bakmanız tavsiyemdir):

Brezilya Milli Kütüphanesi, Rio — Christophe Simon / AFP / Getty
Sttutgart Kütüphanesi, Stuttgart — Simon Dannhauer / Shutterstock
Victoria Devlet Kütüphanesi, Melbourne Avustralya — Neale Cousland / Shutterstock
Avusturya Milli Kütüphanesi, Viyana, Avustralya — Michal Hlavica / Shutterstock
New York Halk Kütüphanesi, New York, ABD — Michael Noble Jr. / AP
George Peabody Kütüphanesi, Baltimore, Maryland, ABD — Andrea Izzotti / Shutterstock
Fransa Millet Kütüphanesi Oval Salon, Paris, Fransa — Francois Guillot / AFP / Getty
Oodi Milli Kütüphanesi, Helsinki, Finlandiya
Oodi Milli Kütüphane, Helsinki, Finlandiya — Tuomas Uusheimo
Oodi Milli Kütüphane, Helsinki, Finlandiya
Oodi Milli Kütüphane, Helsinki, Finlandiya — Tuomas Uusheimo
Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi, Ankara, Türkiye
Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi, Ankara, Türkiye — AA

    Dipnotlar & Referanslar

  1. "Türkiye'de Kütüphane İstatistikleri Açıklandı, NTV Kaynak

  2. "To Restore Civil Society, Start With the Library, New York Times Kaynak